7 Haziran 2016 Salı

MESNEVİ VE MEVLANA CELALEDDİN RUMİ GERÇEĞİ






Söze "Bu yazdıklarımı Allah indirdi" diye başlasam bana ne dersiniz?



Böyle bir durumda çoğunuzun "Ne saçmalıyor bu adam" denilmesi lazım. Ama belki aranızdan beni körü körüne seven birkaç akılsız "Ya aslında orada öyle demek istemedi" diye savunmaya kalkışır bu söylediklerimi. Halbuki niye öyle demek istemeyeyim ki? Söylediğim apaçık ortada , "Allah indirdi" diyorum işte, nesini savunabilirsiniz ki ?

Peki, bir insan Allah'tan vahiy aldığını iddia edebilir. İşin bu kısmında sorun yok, düşünce özgürlüğünü savunan adamım ben. Fakat size bir de hem müslüman olduğumu, hem de bu yazdıklarımın bana vahiy edildiğini söylersem, şimdi bunun nesini savunabilirsiniz? Hiçbir tarafını savunmamanız gerekir, zira müslüman olmak demek, zaten Kuran'ın vahiyle inen son kitap olduğuna inanmak demektir. Bu da demektir ki hem müslüman olduğunu, hem de yazdıklarının Allah tarafından indirildiğini iddia eden adamda büyük sıkıntı ve çelişkiler vardır.

Şimdi geyiği bırakalım, eğer size müslüman halimle böyle bir iddiada bulunursam beni zerre kadar ciddiye almamanız gerekir, bu konuda anlaştık.

Bir insanı sırf imajı yüzünden seven ve bir insanı yine sırf imajı yüzünden sevmeyen insanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. O adamın ne dediğine, ne yazdığına, ne yaptığına hiç bakmadan, sırf imajından dolayı ona bir değer biçiyoruz. Zira diğer insanlara uyum sağlamak, arasına girmek istediğimiz topluluk tarafından kabul görmek adına taklitçilik yapıyoruz. Arasına girmek istediğimiz toplumun sevdiğini seviyormuş rolü yapıyor, sevmediğini de sevmiyormuş rolü yapıyoruz ve bir süre sonra yaptığımız rol sahiden de içimize işliyor. Ne olduğunu derinlemesine bilmediğimiz şeyi sahiden sever veya ondan sahiden nefret eder hale geliyoruz. Şimdi size sırf imajından dolayı sevilen bir insanı göstereceğim. Hem de bu insan hem muhafazakar kesimin, hem de modern kesimin sevdiği birisi ki başarması çok zor bir iş bu. Bu kişiyi hepiniz tanıyorsunuz aslında, ama çok çok azınız onun ne dediğini, ne yazdığını ve ne yaptığını biliyorsunuz. Bu kişi Romalı Celaleddin'dir, yani bildiğin Mevlana Celaleddin Rumi.

Mevlana'nın en önemli eseri olan Mesnevi'nin önsözünden bir kesit göstereyim size, şimdilik kırmızı çerçeve içindeki o tek cümleyi okuyun [1]:


"Mesnevi, Alemlerin Rabbi'nden inmedir" - Mevlana

Bu 1953 basımı Mesnevi'ydi. İkna olmayanlar için bir de 2007 basımı Mesnevi'nin ön sözünden aynı bölümü göstereyim [2]:




Şimdi karşınızda ben değil de, o yüce, ihtişamlı, sevgi dolu imajıyla sosyal medya ortamlarında yazılarını paylaştığınız  Mevlana hazretleri duruyor ve müslüman haliyle yazdığı kitabın Allah tarafından indirildiğini iddia ediyor. Aynı tepkiyi ona da verebilecek misiniz? 

Mevlana açık seçik Allah'tan vahiy aldığını, fakat bazı tasavvufçuların bunu insanlara karşı "yaa o aslında gönül vahyi demek istiyo, ehihihi" diye yumuşattığını söyler. Mevlana, kendi yazmış olduğu Mesnevi'nin tıpkı Kuran gibi Allah tarafından vahiyle indirildiğini söyler. Hem de bunu hiç kıvırmadan, delikanlı gibi açıkça söyler. 

Peki kuran ne diyor ona bakalım.
Onlardan/Kitap ehlinden bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı hâlde Kitaptan sanasınız diye Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Hâlbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler. 
(ali imran 78)


Allah’a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, “Bana vahyolundu” diyen, ya da “Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim” diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, “Haydi canlarınızı kurtarın! Allah’a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O’nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız” diyecekleri zaman hâllerini bir görsen!  (enam 93)

Mevlana'nın Mesnevi'sinden devam ediyoruz, şu önsözü biraz daha inceleyelim bakalım

Önsözün bu kısmında Mevlana, kendi yazdığı Mesnevi'ye övgüler dizer. Ve ne ilginçtir ki burada Mevlana'nın Mesnevi'yi övmek için kullandığı cümleler, Kuran ayetleridir. Yani Allah'ın Kuran için kullandığı tabirleri, Mevlana birebir olarak kendi Mesnevi'si için kullanır.

Mesela yukarıda Mevlana "Mesnevi'ye temiz kişilerden başkası el değdiremez" der, Allah ise Vakia suresinin 79. ayetinde "Kuran'a temiz kişilerden başkası el değdiremez" der.

Mevlana "Batıl, Mesnevi'nin önünden ve arkasından yol bulamaz" der, Allah ise Fussilet suresinin 42. ayetinde "Bâtıl, Kuran'a ne önünden gelebilir ne de arkasından" der.

Mevlana "Mesnevi gönüllerin şifasıdır" der, oysa Allah İsra suresinin 82. ayetinde "Kuran'ı, inananlar için bir şifa ve rahmet olarak indirdik." der.

Mevlana "Mesnevi, alemlerin Rabbinin ilhamıyla hayır sahibi katiplerin elleriyle yazılmıştır" der, Allah ise Abese suresi 13-16. ayetlerde Kuran'ın hayırlı katiplerin elleriyle yazıldığını söyler.

MESNEVİDEN 

“….Ormanlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa yine Mesnevi’nin biteceğini umma…” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 6 s: 178)
KUR'AN'DAN

De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeni verirdi.( KEHF 109)


Uzatmaya gerek yok sanırım, yukarıdaki cümlelerin neredeyse hepsi Kuran ayetleridir. Mevlana, kendi yazdığı Mesnevi'ye Kuran'ın sıfatlarını yükler. E tabi, adam açık seçik Allah tarafından indirildiğini söyledi zaten Mesnevi'nin, ya ne olacakdı?

Mesnevinin inanç esaslarından biri de VAHDEDİ VÜCUT' tur.  Vahdet-i vücut: "Her şey Allah'tır" demenin hesapta müslümanca yöntemidir. Yani bu inanca göre tüm evren, tüm yaratıklar Allah'ın bir parçasıdır. Spiritüalizm de aynı şekilde "Sen bir tanrısın, heeey, içindeki Tanrı'yı keşfet" mottosuyla insanlara hitap ediyor. Zira adı "new age" olmasına rağmen hiç de yeni olmayan bu modern dinin temeli paganlık ve panteizmdir.

Her şeyin Allah olması veya her şeyin Allah'ın bir parçası olması ne demektir? Az düşün hele.

Her şeyin Allah olması demek, her şeyin iyi olması, kötü diye bir şeyin olmaması demektir. Hatta ve hatta eğer her şey Allah ise, her şey iyi bile değildir, her şey sadece "olması gereken"dir. Yani eğer her şey Allah ise, ne iyiden ne de kötüden söz edebilirsin. Her şey "var olan"dır, ve her şey doğrudur. Yanlışa yer yoktur. Kısacası her şey mübahtır. Her şey mübahtır, çünkü her şey Tanrı'dır.

O sebepledir ki "Allah her şeydir" demek ile, "Allah yoktur" demek arasında hiçbir fark yoktur. 

Peki kuran bu duruma ne diyor bakalım:

Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir. 
(ali imran 185)

Sen Allah ile beraber başka bir ilaha ibadet etme. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Onun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O'nundur ve kesinlikle O'na döndürüleceksiniz. (kasas 88)


Allah ın zatı ile yarattıkları bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere ayrıdır. Kıyamet günü tüm canlılar yok olacağından ve Allah 'ın zatının dışında canlı kalmayacağından hiçbir diri canlı varlık Allah 'ın bir parçası değildir. 


Mevlana, Yunus Emre, İbn Arabi gibi sufiler 13. yüzyılda tasavvufa altın çağını yaşatıyorlar. Fakat bu kişilerden önce tasavvufun ve vahdeti vücut anlayışının İslam'a iyice sızması, 9. yüzyılda Hallac-ı Mansur ve Bayezid Bestami gibi meşhur sufiler sayesinde oluyor. Ki 9. yüzyıldaki bu Hallac-ı Mansur ve Bayezid Bestami, kendilerinden yüzyıllar sonra dünyaya gelecek olan diğer ünlü tasavvufçuların da akıl hocası olacaktır.

Hallac-ı Mansur 9. yüzyılda "Enel Hak" demiştir, yani "Ben Hakk'ım/Ben Allah'ım". Neye inandığını bilmeyen çoğunluk tarafından "Siz onun ne demek istediğini anlayamazsınız, o Allah aşkı ile söylenmiş bir laftır" gibi mükemmel derecede mantıklı (!) bir izahla savunulur bu söz. Bizzat küfürdür. 

Tasavvufta (diğer mistik dinlerde olduğu gibi) benliği öldürmek vardır. Sufiler kendi iddialarına göre o kadar alçak gönüllüdürler ki, "Bakın ben yokum, ben diye bir şey yok, sadece Allah var" derler. Oysa alçakgönüllülük gibi görünen "Ben yokum" maskesinin altında "Ben Allah'ım" nanesi yatar. Buradaki mantık örgüsü şöyledir : "Ben yokum = çünkü sadece Allah var = sadece Allah varsa o halde "ben" dediğim şey de Allah'tır = ben Allah'ım". Ne güzel di mi?

Mevlana'ya göre de "Ben Tanrı'yım" demek bu sebeple büyük bir gönül alçaklığıymış, hatta "ben varım" demek kibirin dik alasıymış. Ve "Ben Tanrı'yım" demek öylesine büyük bir gönül alçaklığıymış ki, halk bunu anlamazmış.

Şimdi Mevlana'nın doğal olarak savunuculuğunu yaptığı, "Ben Tanrı'yım" nanesini müslümanlara ilk yutturan Hallac-ı Mansur'a bakalım bir de. Elimde Hallac-ı Mansur'un günümüze ulaşan tek kitabı olan "Tavasin" var, bu kitaptan bazı alıntılar yapcam şimdi. Hallac efendi şöyle diyorlar:

"Kalp gözüyle gördüm Rabbimi,
Sordum 'Kimsin sen?' diye,
'Sensin' dedi" [ Hallac-ı Mansur, Tavasin, sayfa 32. Yaba Yayınları, 3. Basım.]

Evet, Hallac- Mansur adındaki eleman Allah'lığını ilan etti. Peki, yukarıda dediklerimi hatırlayın şimdi. Size eğer her şey Allah ise her şeyin iyi olacağını söylemiştim. Tasavvuf ve ruhçuluk düşüncesine göre bu hayatta "kötü" olanlar aslında "kötülük rolünü üstlenen gerçek iyiler"dir. Bu sebeple Hallac-ı Mansur sık sık Şeytan'ı över. Evet Hallac, İblis'e övgüler yağdırır, zira İblis de tıpkı her şey gibi Allah'ın bir parçasıdır. Yani Hallac'ı Mansur da Allah'tır, İblis de Allah'tır. Şimdi sabırla okuyun bu kısmı, bu düşüncenin nasıl iğrenç olduğunu, mantık örgüsünü kurarak anlayacaksınız:

Kuran'a göre İblis'in Adem'e isyan etmesinin sebebi "kibir"dir. Allah, insanı yaratır ve İblis ise insandan daha üstün olduğunu iddia ederek, sırf boş bir hırs ve kibirle Allah'a isyan eder. Fakat Hallac, İblis'in isyan etme sebebini şöyle açıklar:

Tanrı ona buyurdu: «Secde et!» O da şöyle dedi:
«Senden başkasına secde etmem.»  [Hallac-ı Mansur, Tavasin, sayfa 39. Yaba Yayınları, 3. Basım]

Hallac tamamen kafasından senaryo üreterek Kuran'a eklemeler yapar ve İblis'in "ben Allah'tan başkasına secde etmem" bahanesiyle Adem'e secde etmediğini iddia eder. Oysa Kuran'a göre durum şudur:

"Allah buyurdu: 'Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?' İblis dedi: 'Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.'" (Araf 12)

Apaçık ortada di mi? Kuran'a göre İblis, insanı kıskanarak kibirlenir. Ve tarihteki ilk ırkçılık örneğini verir bize: "Ben insan'dan daha üstünüm, çünkü insan çamurdan yaratıldı, ben ateşten yaratıldım". İnanın bana, bunun beyazların zencilerden üstün olduklarını iddia etmelerinden hiçbir farkı yok, altında yatan duygu tamamen aynıdır: Kibir ve boş gurur, yani hiçbir çaba sarfetmeden sahip olduğun yaratılış/doğum özelliğin ile üstünlük iddia etmek. Kuran'a göre gerçekten de insanlar birbirinden üstün değildir, üstünlük ırk/mezhep/kavim/dille ilgili değildir. Üstünlük yalnızca TAKVADADIR denilmektedir. Yani bu takva da sadece Allah tarafından bilineceğine göre yeryüzünden bulunan hiç kimse üstün değil birbirine eşittir denilmek istenmektedir. 

Gelgelelim Hallac, Şeytanın avukatlığını yaparak İblis'i "asil" ilan eder. Bakın devamında şunları söyler Hallacı Mansur [Hallac-ı Mansur, Tavasin, sayfa 43. Yaba Yayınları, 3. Basım]:

"Yüceliğin
onuru konusunda İblis'le ve Firavun'la konuştum. İblis
dedi ki 'Secde etseydim, onurlu adımı yitirirdim.’ Firavun
ise, şöyle dedi: 'Bu Haberci'ye inansaydım, onurlu
katımdan aşağı düşerdim.'"

İblis, Adem'e secde etmemekle onurlu bir davranış sergilemiştir Hallac'a göre ki bu düşünce daha sonra Yezidiliğin temelini oluşturacaktır. Aynı mantıkla Allah'a isyan eden ve Musa peygambere inanmayan Firavun da çok asildir Hallac'a göre. Hatta Hallac hızını alamaz ve şunları söyler Tavasin adlı kitabında:

"Yoldaşım ve öğretmenimdir, İblis'le Firavun" (Hallac-ı Mansur, Tavasin, sayfa 43. Yaba Yayınları, 3. Basım.)

Şimdi bak hacı, insanlar soyut kavramlardan pek anlamıyorlar, "İblis'le Firavun'u övmüş adam.

Yunus Emrenin vahdedi vücut şirkini içeren şiirlerden bir demet

Ete kemiğe büründüm …. Yunus diye göründüm.
Sıyırın eti kemiği,işte onun sesi,işte onun kendisi.
Ol kadiri kün feye kün,lutfedici sübhan benem.
Kesmeden rızkı veren cümlelere sultan benem.
Nutfeden Adem yaradan,yumurtadan kuş türeten.
Kudret dilini söyleten,zikreyleten sübhan benem.

Hem batinem hem zahirem,hem evvelem hem ahirem.
Bu cümlesini yaratıp tertib eden Yezdan benem.
Yoktur anda tercüman,andaki iş bana ayan..
Bin bir adı vardır bir adı da Yunus,ol sahibi Kur’an benem.


YUNUS EMRE : KÜLTÜR BAKANLIĞI 1275 KÜLTÜR ESERLERİ 161 SAYFA.361




Şimdi de ibni arabiye bakalım ne demiş 







Farkındaysanız Kuran ne diyorsa tam tersini söylemişlerdir. Ne kadar küfür söz varsa söylemişlerdir.  Allah'a olmadık sıfatları yakıştırmışlardır. 


Peki Celalettin Rumi neden Mevlana demiştir kendisine hani ben Allah ım diyordu ya onuda göz önünde bulunduralım. 

Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (bakara 286) 

ente Mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn  <---

ente= Sen
Mevla= Mevlasın koruyucusun velisin
na= Bizim
fe= Artık
ensur= Yardım et
na= Bize
alel kavmil= kavim halk toplululk
kafirin = Kafirler


Allah ın sıfatını kendinde görüyor ve bu yüzden kendine mevlana diyor. Bir kişinin Allah ın sıfatını isim olarak kullanılması normal karşılanır. ABDUL kelimesiyle beraber anılmasıyla ancak Kerim, Hakim, Adil gibi Allah 'ın sıfatları kullanılır. Abdul hakim denilir yani. Peki bu adam abdul mevlana diyor mu ? demiyor. Zaten sözleri de ben ilahım niteliğindedir. 

Bu sembol tanrıdan aldığımı yeryüzüne veriyorum demek istemektedir. Yani tanrı ile aranızda aracıyım. Ben olmadan ona ulaşamazsınız denmek istenmektedir. Kuranda ALLAH ben şize ŞAH DAMARINIZDAN yakınım demesine rağmen böyle bir iddiayla ortaya çıkmışlardır.  (bakınız kaf 16.ayet) 


Şimdi de gelelim Celaleddin ruminin kadınlarla ilgili sözlerine

– O işaretleri kabul etmiyorsan, kendini erkek sanma. Sen kadınsın ey fodul (Mesnevi 1. cilt 982. beyit)
– Kimde kafirlerden bir hususiyet varsa, o kadın gibi akıl ve dince eksiktir. (Mesnevi, 1. cilt, 1284. beyit)
– Kadından kurtulmuş, diri bir vücuda bağlanmış kişiye ne mutlu. ( Mesnevi, 1. Cilt, 1599. beyit)
– Kadın kocasının öfkelendiğini görünce, hemen ağlamaya başladı. Zaten ağlamak kadınların tuzağıdır. ( Mesnevi, 1. cilt, 2496.beyit)
– Nefis ve hırsı kadın, aklı da erkek bil. Akıl onlara değerli bir mum oldu. ( Mesnevi, 1. cilt, 3010. beyit)
– Onlara ( Kadınlara) danışın, fakat söylediklerinin aksini yapın. Şüphe yok ki o şehvet sahiplerinin dediğini yapan telef olur. Heva ve şehvet yol kesicidir. Zira onlar Allah yolunda azdırırlar. ( Mesnevi, 1. cilt, 3064-3065. beyit)
– Nefsi kadın gibi bil, belki kadından da beter. Zira kadın şerrin cüz’ü, nefisse küllüdür. (Mesnevi, 2. cilt, 2295. beyit)
– Ordu, her nerede bir hezimete uğrarsa, sebep bilki birkaç karı tabiatlıdır. ( Mesnevi, 2. cilt, 2873. beyit)
– Yiğitlerin zevki gaza etmek, düşmana saldırmaktır. Karı tabiatlılar güruhu içinse başka zevkler vardır. Onların nefisleri şehvetten hazzeder. Uğraşmaları, tamamen bir zillet eden zevk içindir. ( Mesnevi, 2. cilt, 3180-3181. beyit)
– Er kişinin şehveti öndendir. Karı huylu erkekse zevki arkadan bulur. Birinin hırsı erliğin kemali, diğerinin ki rüsvalıktır. (Mesnevi, 3. cilt, 1965-1966. beyit )
– Ey birader! Sen de kendini imtihan et. Erkeğin sadakati, kadınınkinden aşağı olur mu? Bir erkeğin kalbi kadınınkinden aşağıysa, onun adı kalp olmaz, işkembe olur.( Mesnevi, 3. cilt, 3150-3151. beyit)
– Erkeklerin kadınlara üstünlüğü kazanç, kuvvet, mevki ve şöhret bakımından değildir. Böyle olsaydı, arslan ve fil, insandan üstünlük ve kuvvetçe daha yüce olurdu. Erkeklerin kadınlara gerçek üstünlüğü onların, akıbeti görebilmeleriyledir. Erkek, akıbeti görmese o, akıbeti görene nazaran kadından da güçsüzdür. ( Mesnevi, 4.cilt, 1639-1642. beyit)
– Kadınlar savaşta bulunsalar bile düşman safına saldıramazlar, ancak ağlayıp feryat ederler. Gerçi onlar saf içinde arslan gibi ellerinde kılıç görünürler ama elleri titrer durur. Vay ona ki akıl nakşı dişidir. Ve kötü nefsi erkek gibi hamleye amadedir. Şüphesiz onun aklı mağlup olur. Hasılı ancak hüsran ve mahrumiyete göçer. Aklı erkek olan kişiye ne mutlu; çirkin nefsi dişi ve muztar olana da. Cüzi aklı ona galip olursa dişi nefsini akıl mağlup eder. Kadının hamlesi de surette cesuranedir ama o eşek gibi, onun afeti, eşekliğindendir. Kadında hayvani sıfat galiptir. Onun için o renge ve kokuya meyleder. ( Mesnevi, 5. cilt, 2968-2975. beyit)

– Her muhannes nefsiyle savaşamaz. Eşeğin arkasına öd yakmak, misk sürmek layık değildir. Zira kadınlar savaşamazlar. Hele bu, büyük cihat için muhaldir. Kadında Rüstem’lik nadir olur. Ancak Meryem’e bir feyz olursa olur. Erkeklerde de kadın yürekli olan vardır. Zayıf gönülleri korku içindedir. Erlik üstün vasfı olmazsa öyle suret sahibi kadın gibidir. ( Mesnevi, 6. cilt, 1905- 1909. beyit)
– Kadınlıktan hoşlanıyorsan çarşafa gir! Rüstem’likten hoşlanıyorsan hançer gerek! ( Mesnevi, 6. cilt, 1929. beyit )
– Kadının rüyası, aklı noksan, canı zayıf olduğu için, erkeğin rüyasından daha aşağıdır.( Mesnevi, 6. cilt, 4354. beyit)
– Kadının gammaz gamzesi, yan bakışı fitnedir. Ama bu fitneyi sesi, yüz kat daha artırır. ( Mesnevi, 6. cilt, 4591. beyit 
Görünüşte dişinin saldırması da kuvvetlidir ama onun ziyanı, o eşek gibi, eşekliğindendir. Kadında hayvan sıfatı üstündür. Çünkü kadının renge, kokuya meyli vardır. O eşek de çayırlığın rengini, kokusunu duyunca elindeki bütün deliller kaçıp gitti. (C.5 Beyitler 2465, 3240)

-Ey yolcu yolcuyla danış, kadınla değil… Çünkü kadının reyi(fikri) seni topal eder.(C.4 Beyit 2210)



Ve mesnevinin içindeki kabak hikayelerine, oğlancı hikayelerine ve bir sürü sapıkça hikayelere bakarsanız bu kişilerin hiç haktan olmadığını ve tamamen hakka küfür ehli olduğunu anlarsınız. Selam ve dua ile. 


bu yazıya bağlantılı yazılar






22 yorum:

  1. Bir an sikkonun yazilarini okdugu gibi kopya ettigini dusunup tedirgin olmustum ama kaynakta belirtmissin tesekkur ederiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet başlangıç Cemre demirel yani Michael sikkofieldın sayfasından alıntıdır. Kendisinden izin alarak paylaştım ;)

      Sil
  2. Fenaa yazmışın . Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okuduğun için teşekkür ederim kardeşim eyvallah

      Sil
  3. Düşündürücü bir yazı olmuş cidden ayrıca da karşılaştırmalar çerçevesinde bir değerlendirme yapılması yazıya objektiflik sunmuş kutluyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okuduğun ve değerlendirdiğin için teşekkür ederim

      Sil
  4. Mesnevinin "Rahman ve Rahim olan Tanrı adıyla" diye başlaması en başta düşündürdü beni zira neden Tanrı kelimesi kullanılmış? Tanrı, bir putperest için put iken, bir mecusi için ateştir.Ki bunu yazan Mevlana ise neden Allah dememiştir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu çeviriyi yapan dinden bi haber akılsızın ürünü. Hz. Mevlana Allah C.c. dostu büyük bir velidir.

      Sil
  5. Firavunla ilgili ve Veliler Tanrı çocuklarıdır...kısmıyla ilgili Kur'an delillendirmeleriniz fevkalade.

    YanıtlaSil
  6. Kadınlar kısmına gelince Kur'an ki kadınlara verdiği değerden ötürü "Nisa(kadınlar)" diye bir sureyle onların hakları hukuklarına ilişkin özel bir açıklama getirmiştir. İslam kadını hep övmüş, ona ayrı bir değer biçmişken Mesnevide kadın düşman, şehvet unsuru, akılsız, erkeği yoldan çıkaran, ona eksiklik katan v.s bir sıfata büründürülmüş.Çok şaşkınım! Aklıma şu geldi: Kadın hakları diye bas bas bağıranlardan biri bile Mesnevideki bu yazıları görmedi mi ya da gördü de çoğulcu bir kitleyi karşısına almaktan mı korktu???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. birçok kadının daha çok savunduğuna ne demeli ?

      Sil
  7. Düşünüyorum
    Düşünüyorum
    Düşünüyorum !!!

    YanıtlaSil
  8. Gerçeğin ve kulunun koruyucusu Allah azze ve celle celâluhudur, elbet eğri ve doğru belli olacaktır. Doğru yolda olan kardeşlerime selâm olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah ın selamı , rahmeti, bereketi üzerimize olsun inşallah hep beraber

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  9. Fatih Sultan Mehmet hanı cağ açıp çağ kapatan birini hiç kale alıp turlar tertip etmiyen kafirler bize Allah dostu olarak anlatılan tanıtılan birinin yüceltilmesi için maddi manevi birçok etkinlik yapmaktadır sanırım onlar içinde çalışmışmı açaba bunları okuyan sorgulamaktan açiz bizler inşallah
    Allah ve resülünden başka bir çıkmaz yollardan ayrılıp Allah ve resülüne dönmeyi nasip etsin

    YanıtlaSil
  10. Celaleddin rumi denen sapik dinimizle hic bi alakasi yoktir bizim tek rehberimiz kurani kerim ve efendimzin sunnetidir ahir zamanda bu iki seye sarilan kurtulacaktir. Boyle seylere inanmaktan rabbim hepimizi korusun bu adami tanimadan ne halt oldugunu bilmeden onca inanan insan varki cok yazik munafik kafirdir o rumi denen at hirsizi

    YanıtlaSil
  11. Cekalaeddinln kadınlarla ilgili sözlerine inaen paylaştığınız yazıların bazılarını interntte herhangi bşr mesneviden teyit etmek istedim ama 5 karşılaştırmada sadece bir teyit alabildim. Oda yolcunun yolcuya danışması ve kadına danışmanası gerektiği hakkında olan. Diğer sözlerle ilgili yazılı bşr kay aktan kanıt sunabilir misinşz?

    YanıtlaSil
  12. Cekalaeddinln kadınlarla ilgili sözlerine inaen paylaştığınız yazıların bazılarını interntte herhangi bşr mesneviden teyit etmek istedim ama 5 karşılaştırmada sadece bir teyit alabildim. Oda yolcunun yolcuya danışması ve kadına danışmanası gerektiği hakkında olan. Diğer sözlerle ilgili yazılı bşr kay aktan kanıt sunabilir misinşz?

    YanıtlaSil
  13. Cekalaeddinln kadınlarla ilgili sözlerine inaen paylaştığınız yazıların bazılarını interntte herhangi bşr mesneviden teyit etmek istedim ama 5 karşılaştırmada sadece bir teyit alabildim. Oda yolcunun yolcuya danışması ve kadına danışmanası gerektiği hakkında olan. Diğer sözlerle ilgili yazılı bşr kay aktan kanıt sunabilir misinşz?

    YanıtlaSil
  14. doğru bildiğimiz tüm yalan ve iftiraları faş ettiğin için teşekkür ederim emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  15. Allah razı olsun.yazinizi okurken ağladım.Rabbim dedim biz bu celaleddin kafirini müslüman biliyorduk bizi affet Allah im diye dua ettim.emeginize çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil